Sayfalar

Perşembe

Mehmet Pakdemirli Hafifliği

Bu kişi kariyer basamaklarını ağır ağır, sağlı sollu desteklerle çıkmış bir üniversite rektörü. Ama sanırım kendini tükenmez güçlü bir nükleer reaktör sanıyor. Protesto haklarını kullanmak isteyen öğrencilere ' hadi len ordan burada kimseyi savunamazsınız, çünkü burası benim üniversitem ' demiştir. Bir nevi 7 yaşındaki Ali Can'ın top benim oynatmıyorumudur bu. 

Mikrozekayla koca üniversiteye yönetici olmanının gereklerini harfiyen uyguladığını görüyorum bu adamın. Adam burada öylesine kullanılan bir kelimeydi. Yönetici olmuştur çünkü sadece onun gibi adamlar yönetici olduğu yerde yönetilir. Bahsettiğim alt-üst ilişkisinden çok daha karmaşık bir olay. Bu adamın bir de beyaz şahin arkasındaki yazılar kadar etkileyici bıyıkları var ama bence yazılar daha güzel. Sanırım yazı yazdıracak kadar büyük bir bıyık alanı olmadığı için ince bıyık bırakmış. Ama tavsiyem bıyıklarından yazı yazdırması. Orijinal olur.

Bu yazının ilk paragrafını bundan 5-6 ay önce yazmış, sonraları off be adam senden onlarca var ne yazıcam diyerek, vaktimi boşa harcamak istemeyip taslak olarak kaydetmiştim. Bugün o dönemki olayla ilgili yeni gelişmeler olmuş ve 2 öğrenci okuldan uzaklaştırılmıtşır. Ne uğruna: Bülent Arınç'ı protesto etmek istedikleri için. Ama sanki Pakdemirli'nin ırzına geçmiş bu adamlar, bıyıklarından ince ince terletmişler de uzaklaştırılmışlar, öyle bi suratı var birkaç fotoğrafta. 

Pakdemirli denilen adam bence kağıt toplayan işçiler kadar profesyonel değil bu işte. Onlar kadar temiz bile değil. Kağıt toplayan biri rektör olsaydı ondan çok daha etkili kararlar verebilirdi. En azından temiz kararlar, saf kararlar verebileceğini düşünüyorum. 

İşin en vahim yanı ise son dönemde atanan rektörlerin büyük bölümünün Pakdemirli'den çoğaltılarak yapılmış olduğu gerçeği. Yani bu adamların etkinliklerine önce şaşırıp sonra tepkisiz kalacağız, sonra sıradanlaşacak ve hayatımızın bir parçası olabilecek. Olmayacak mı, ee olmuş işte amk. Bak ne kadar normal şekilde yazıyorum.

Neyse, benim askere kadar gidip gelmem lazım.  12 Ağustos 2011 saat 17.00'ye kadar birliğime teslim olmam gerekiyor. Aksi halde, aksi haldesi sizi ilgilendirmez o benle Tsk arasındaki münasebet. Ben gelişmeleri gideceğim yerden bildiririm belki. Hoşçakalın diycem, siz de diyeceksiniz tabi.

Pazar

Şafak Bay

Yıllarca kanserle mücadele etti... Belki öleceğini, öldürüleceğini biliyordu. Belki hissetmişti öleceğini, hiç hissetirmemeye çalışırken bize. Ve belki de tek isteği zaten anayasal hakkı olan çalışmaktı; yıllarca okuyup kansere rağmen bitirdiği Türkçe öğretmenliğini yapabilmekti. Kıvrandı yıllarca, acılarını paylaşmadı belki de en çok. Ama kendiyle aynı yolda olan binlerce arkadaşına mücadele etmeyi öğretti, bunun için çok mutlu olduğundan eminim ölürken bile... Kıvrandı demiştim ya hani; işte o son kıvranışlarında Cumhurbaşkanı farketti, geç olduğunu farketmeden. Ölmemek için artık çok geçti, yorulmuştu artık Şafak, yorulmamayı öğretirken bize. Yorulmamayı öğretti öğretmesine de ölmeyi zaten biliyorduk be Şafak...

Pazartesi

Kasetçinin Mumu

Mhp'li vekillerin yaptıkları ahlaki değil ancak o kameraların gizli çekim yapması da bir o kadar ahlaksızlık. O vekiller tüm görevlerinden istifa etti; bu yapabilecekleri tek şeydi. Şimdi devlet ya da hükumet o mekanlara kameraları koyanları, o görüntüleri yayınlayan site sahiplerini bulacak güçte. Eğer bulamazsa bulmakla sorumlu olan tüm kişiler de en az bu vekiller kadar suçludur ve bul(a)mazsa bu büyük komplonun bence tek sorumlusu, planlayıcısı bu hükumettir.

Geçenlerde Hayati Yazıcı'nın herkesin bildiği bir mail olayı vardı. Bu olay gündeme düştükten birkaç gün sonra mail üzerinden yapılan çalışmalarla Hayati Yazıcı adına Ösym'ye mail atan kişi tespit edildi ve gözaltına alındı. Kısacası kişi bulundu. Her sikimsonik işte biz şunlardan iyiyiz, biz bunlardan iyiyiz diyen devlet bu işi kimin gerçekleştirdiğini bulamayacak güçte mi? Hiç de değil.  Fakat bu videoların Amerika'dan yüklendiği söyleniyor. Aklımı kurcalayan bir başka olay da şu: Amerika Türkiye'nin her hareketini yakından takip eden bir devlet. Yani gerek iç gerekse dış işlerimizi herhalde en az bizim kadar biliyordur. Peki Amerika bu dosyaları kendi sınırları içinde internete yükleyen kişilerden haberdar değil midir sizce? Haberdar değilse bile, sadece birkaç saat içinde  ulaşamaz mı bu kişilere? Hatta ve hatta bu eylemleri direkt olarak düzenliyor bile olamaz mı? Böyle düşünüyorum çünkü bu kadar profesyonel çalışmaları bizim Bakkal  Kamil Efendi yapamaz. Bütün bunları ' bu işin arkasında Amerika var, Amerika'nın arkasında İsrail var ' basitliğine indirmek istemiyorum ama bu da benim öngörüm. 

Son olarak ilk cümlelerimde bahsettiğim üzere, bu kasetler ne kadar ahlaksızlık ürünü ise bunu paylaşanları bulmamak da o  kadar büyük bir ahlaksızlıktır. Bir ahlaksızlığı başka bir ahlaksızlıkla ortaya çıkarmak, bunu ortaya çıkaranların kendi ahlaksızlıklarını legalleştirmez. Sorun da zaten burada, herkes o milletvekillerini ahlaksızlıkla suçlarken, o görüntüleri paylaşanlara sempati duyuyor. Aklını sikim o sempatizanların diyerek huzurlarınızdan ayrılıyorum.


Cumartesi

Tatminatör

Kurumumuzda çalışmak üzere:

Siktiriboktan açıklamalara karşı seri şekilde tatmin olacak kişiler aranıyor. Tek özellik bu ve biraz bıyık.

Kurum: Türkiye Cumhuriyeti Hükumeti

Pazar

Savaş Başlığı

Libya'daki 'savaş' ile ilgili yazacakken, başlık ne olsun diye düşündüm. Fransa'ya ağır küfür etmek istedim başlıkta  ama boşverdim. Düz bir başlık oldu, tıpkı Libya gibi. 

Bu Fransa denen tarihin en korkak, en başarısız ordularından birine sahip olan ülke, yine tarihin en takıntılı, en kısa, en dövülesi cumhurbaşkanının ön ayak olduğu sözde bir 'barış harekatı' yapıyor bugünlerde. Tamam Kaddafi tam anlamıyla bir yanlıştı. Ama yanlışı yanlışla düzeltmek hangi akla hizmettir, emperyalizme mi? Yine bildik görüntüler ABD savunma bakanlığı arka fonuyla savaş güncesini veren basın sorumlusu, bu gece şurayı şöyle vurduk, burayı böyle dağıttık, şu sistemleri imha ettik. Bu tarihin gördüğü ' en büyük orospu çocukluklarından' biri bence. Küfür etmeden duramıyorum, duramıyorum, duramıyorum. Şimdi bu adamlar, ilk geceden 110 adet füze fırlatmış tomahawk modelinde. Bunlardan bir kısmı eski, bir kısmı da ilk defa bir savaşta deneniyor. Adamlar bildiğin silah deniyor şuan ve denemeye yer arıyorlardı zaten. Bir de şöyle bir durum var. Libya'nın bütün hava savunma sistemlerini etkisiz hale getirmek üzereler, bir kısmını imha ettiler bile. Bu savunma sistemlerinin yenilerini kurmak milyar dolarlarla ifade edilebilir. Peki savaş bittikten sonra Libya bu sistemleri kimden satın alacak. Fransa'dan, ABD'den ve diğer savaş ortaklarından. İşten bunu düşündükçe bu alçak medeniyete küfür ediyorum. Adamlar önce gidip vuruyor, silahları deniyor, sonra vurduklarının yenilerini sana geri satıyor. Üstüne doğalgaz+petrol alıyor. Sikeyim sizin getireceğiniz demokrasiyi. Kaddafi'yle daha güzeldi dünya. Kaddafi'yi destekleyeceğim hiç aklıma gelmemişti oysaki. 

Çarşamba

Şakalaşırken nükleer santrali patlatmak

Bizimkiler de nükleer santral kuracaklar, aslında ben destekliyorum. Lan tamam şimdi ne destekliyosun bee patlarsa ya! ya ölürsek!? diye korkanınız var aranızda. Buna Recep gibi cevap vermeyeceğim, evinizde de tüp  var patlıyor mu ? ( burada içten içe naabber koydumm mu efekti var) Nükleer'i destekliyorum çünkü, gerekli bütün önlemler alınıp iyi bir planlama yapıldığı zaman güneş ve diğer alternatif  enerji kaynakları  hariç bütün enerji üretim imkanlarından daha sağlıklı. Riski var fakat önlemler bu riski, riski olan diğer yatırımların seviyesine indirebilir. Zaten bu yüzden de 'gelişmiş' bütün ülkeler enerjilerinin büyük kısmını nükleer enerjiden sağlıyor ya. Cittaslow olarak yaşamak da güzel fakat, yaşamı ilerki çağlara aktarmak zor gibi. İnsan doğasına aykırı aslında, istisnaları saymazsak. 

Ben nükleer santral Mersin'de kurulduktan sonra şakalaşırken patlatmalarından korkuyorum asıl :)

-Ali abi bak napıyorum... 
-Lan ona basmaaa!?!
-.............................

Valla olur, biri işe geç gelir, önemli adam yolda vurulur, biri şu ne işe yarıyordu lan derken bozar santrali  ona yanıyorum. Açacaklarsa şöyle özenle iş yapan insanları çalıştırsınlar, tek endişem bu benim. 


Ha bir de şunu anlamıyorum.. Eğer mantıklı şekilde anlatan olursa kesinlikle doğaya zarar verme ihtimali olan tüm enerji üretim politikalarından vazgeçeceğim. Greenpeace'i  severim, iyidir, adamlar çalışıyor. Ama şu enerji ile ilgili görüşlerini bazen anlamıyorum. Hes'e karşı, termik santrallere karşı, nükleer santrallere karşı, ne kaldı geriye ?  Rüzgar, Güneş ve Jeotermal. Şimdi bu alternatiflerden hangileriyle koca Türkiye'ye, enerji, şuanki ekonomik durumda yetebilecek kadar sağlanabilir. Aklı selim olan her insan risksiz, temiz enerjiyi ister. Ama bu bence bugün ve yakın gelecekte mümkün değil. 

Perşembe

Benim 'hadım' Alev Dedegil

Bir İstanbul milletvekili. Adı başlıkta olan kişi tecavüz suçlularının hadım edilmesini canı gönülden talep etmiş, meclisimiz de ' ee ne güzel la ' diyip hadi bunu yasalaştıralım demiş. İlk anda kulağa hoş geliyor, hatta bazı bünyelerde şu efekti  bilee yaratabilir 'tecavüz eden adam kısırlaştırılacak yihhuuuuuu, artık tecavüzler olmayacaaaaakk lay lay lom'. Bahsi geçen milletvekili de böyle düşünüyor, tecavüzcüyü hadım edersek, bundan sonra tecavüzler azalır. Azalır, Azalır. Bekleyin. Zaten tecavüz edecek bozuklukta olan bir kişinin normal bir birliktelikten çocuk yapıp mutlu bir hayat kurma planları vardı, bu planlar arasında da bi tecavüz iyi gider diye düşünüyordu.

Bir kere her toplumda böyle durumlar vardır, sen istersen tecavüzcüleri penisinden tavana asacağız, sonra altında ateş yakıp haka dansı yapacağız de bu adamlar yine aynı suçu işler. Psikososyal bozukluğu olan bu adamları bu hale gelmeden önce tespit etmeyip, önlem almadığın için bu adamlar yine tecavüz edecek, bu kaçınılmaz. İdam cezası var Amerika'da, napıyor adamlar idam olmayalım diye suç işlemiyorlar mı? İşliyorlar .Her hafta Amerika'da idam edilenlerin haberleri duyuluyor. Ceza yeni bir davranış öğretir mi? Hangi ceza yeni bir davranış öğretmiş? Ceza insanlara sadece yapmaması gerekenleri öğretir, yapması gerekenleri öğretin insanlara artık. İnsanlara tecavüz edilince hadım edilirsiniz demeden önce, bu olayı gerçekleştirmeyecek bilgi  ve ahlak seviyesine getirin. Bunu anlamak bu kadar zor mu?

Ee ben de banka boşaltanın elinin kesilmesini istiyorum, ülkeyi soyanın götünün sikilmesini istiyorum beni tatmin edecek cezalar da bunlar. Kim yasalaştıracak bunları? Düşündüğünüz zaman tecavüzcüyü hadım yasasıyla aynı mantıkta. Bunlar da yasalaşsın sayın milletvekili artık böyle yasalar yapalım, duygusal tatminkarlık yasaları olsun adları da .DTY.

Ayrıca benim bu yasa önerisini yapan kişiye onunkinden daha fazla işe yarayacak bir önerim var. Recm yapın işte ya, bak kullanan ülkelere kafaları rahat, toplumsal meselelerini çözmüşler tecavüzler yok, valla bi ekip gönderin Afganistan'a inceliklerini öğrensiler gelsinler.

Çarşamba

Biraz hızlı beyler...

 Bizim de piramidimiz olsaydı, sanırım tavanda sözde demokrasiyi,  o 'aut' kadar belirgin olmasa da, yerinden oynatmaya yönelik çabaların olduğu herkes tarafından görülebilirdi. Öyle olduğu zaman ise Mısır'daki gibi 2 alternatif değil, sadece o 'the' isimli 2 sakallının getireceği bir yeni düzen olabilir, olabilir mi? Oluyor işte tabi daha yavaş, su biraz daha yavaş kaynatılıyor ki içerdekiler artan ısının farkında olmasın. 

Tabi farkında olanlar yok değil. Farkında olanların karınlarına tekme atılıp doğmamış çocukları öldürülüyor, öyle Mısır polisi gibi light değil bizim polisimiz, vurduğu yerden ses gelir, akıllı olun. Karnınızda bir çocuk yoksa  burnunuzu kırar, sizi sinek gibi ilaçlar, hiç olmadı götürür karakolda, şubede ya da sadece o sırada çekim yapmayan( o an bozulmuş) bir kameranın önünde çay bisküvi eşliğinde, küfür ede ede döver. Sen zaten böyle birkaç kere dayak yediğinde çıkıp kimseyi protesto edemezsin, kormuşsundur, korkamışsan bile önündeki birkaç ay iş göremezsindir. 

Her neyse konu başka bir yere gidiyor, demem o ki, normal bir insan/insan grubu sürece yayılmış bir etkiye tepki veremez. Yani burada etki-tepki kanunu işlemeyebiliyor, bu nedenle küresel ısınmaya da tepki veremiyoruz, çünkü dünya bir sabah kalktığımız da çok sıcak olmayacak, ya da deniz yükselmeyecek ya da bok püsür işte. Bu bir süreç gibi, aynı demokrasi-teokrasi süreci gibi orada bir karikatür var, tam ondan bahsediyor işte. Bunun bilimsel açıklaması da var sevgili galyalılar. Büyük Guthrie buna Eşik Yöntemi demiş. Aslında hepimiz biliyoruz, ama su yavaş kaynıyor işte.

Salı

Mim üzerine Vol.2

Fütursuzca Paradoks şeyettirdi yazdım. Dikkat hoş olmayan sözler içerir.

///Sarkilardan cümleler secip birlestirip siirlendirmek!

Bu cümle kadar karışık olmasa gerek o eylem.

///Dindarsiniz ya da degilsiniz,inanciniz var ya yok,dinlerini yasadigini söyleyen insanlarda en cok sizi iten seyler ne ve neden?

O kişilerde beni en çok iten şey söyledikleri ile yaptıklarının tutarsız olmasıdır.

///Sizi siz yapan özelliklerinizden en belirgin olani ne?

Beni ben yapan en önemli özellik yine benim ben oluşumdur.

///Etrafinizdaki kisilere saygili misiniz?Neyiniz insanlardan farkli ve ne konuda daha cok saygi bekliyorsunuz?


Ehh nispeten saygılıyımdır. Neyim insanlardan farklı gibi bir soruya cevap verecek nesnellikte olmadığımı düşünüyorum.

///Insan'in sizdeki tanimi ne?Karsinizdaki kisi de olmazsa olmaz dediginiz özellikler neler ve neden sizin icin önemli bunlar?

İnsanın bendeki tanımı ahlaklı olmasıdır. Olmazsa olmazım yok, ama olur da olursa olmazsa olmazımı ayrıca yazarım.

///Hayata bakisinizi paylasir misiniz?Sürekli birseyler icin hayati sucluyor musunuz yoksa hayatta olmasi gerekenler bunlar ve olmasi gerekenler yasaniyor mu diyorsunuz?

Hayata pozitif bakarım, la pozitif dediysek götümüzü pollyanna'ya siktirmedik tabii ki. Sürekli bir şeyler için başkalarını suçlamak kişilik bozukluğu olur, yani neden-sonuç ilişkilerini kurabilmek önemli. Olması gerekenler bunlar diye yaşamıyorum, ne olması gerekiyorsa onu yaşamaya çalışıyorum.

///Savaslarin asil nedeni ne sizce?Insanoglu kendinde neyi yok etti ki zulüm denen illet yakasini birakmiyor dünyanin?

Savaşların asıl nedeni yetinmemek. Doymak bilmeyen bir irade. İradesizlik. Daha fazlasını istecilik. Bu özellikler insanın kendisinden bir şeyi yok etmesinden dolayı değil eklemesinden dolayı gelmiştir.

///Sizi en cok huzursuz eden eksikliginiz ne?Sunu da düzeltseydim daha huzurlu olurdum dediginiz,gerceginiz,bosvermisliginiz,gamsizliginiz?


Yok ama matematikten anlasaydım daha huzurlu olacağımı söyleyebilirdim.

///Kalbinizin sesi mi mantiginizin sesi mi?Neden?

Şuan iki taraftan da bir ses gelmiyor, son ses kalbimdendi.

///Biri size bir kötülük yapti ve biliyorsunuz ki yapilan sey bilincliydi,tepkiniz nasil olurdu?Susar misiniz yoksa ayni anda yüzüne vurur musunuz yapilanlar?

Siktir ederdim onu.

Sizce,sabretmek nedir ve üzerinizde otorite kurmaya calisan,sizin hakkinizi yiyen insanlara sabretmeli miyiz yoksa karsilik vermelimiyiz?Tepkimiz nasil olmali?

Sabretmek zamanın insanı yalama yapmasıdır. Neye sabredeceğinizi, ne kadar sabredeceğinizi iyi bilmeniz gerek. Kimse kimsenin üstünde otorite kurma hakkına, birinin hakkını yeme hakkına sahip değildir, adamı sikerler er ya da geç.

///Hangi söz sizi rahatsiz eder ve neden?

Gereksiz her söz rahatsız eder.

Baskasinda kinayipta sonra sizinde yaptiginiz birsey var mi?

Var elbette. Noktalama işaretleri, yazım kuralları. Bu konularda eleştirip ben de yanlış yapıyorum. Dikkatsizim.


Ben de buradan isteğe bağlı olarak Gasilhane ve Dante'ye paslıyorum bunları.

Cumartesi

Muhteşem Yüzyıl'ı belgesel sanan kitle


Lan oğlum zibilyon tane dizi var, bir sürü dizide ışıkçısına kadar bütün dizi ekibi birbirini götürüyor, sen kalkmışsın koca Osmanlı hükümdarının kadın zaafından bahsediyorsun. Ne sandın bu adam sevişmedi mi hiç? Lan sadece başarılı sevişmelerden bilinen 12  çocuğu var . Yine bilinen 3 eşi var. Altında harem var onu geçtim koca Hürrem Sultan var ya nolsun daha. Yani adamın sevişmesi için ve diğer her türlü entrika için ortam gayet müsait.  Öyle eleştirilmiş ki dizi, gören de Kanuni'yi Viyana  - İstanbul arasında mekik dokudu sanacak. Salak mısınız siz ya! Sanki Rtük'e şikayet mesajı atan 75.000 kişi bir dönemini Kanuni'nin yanında geçirmiş, hayır dünyanın en az kitap okuyan ulusu olduğumuz da ortada, nerden biliyorsun lan demezler mi adama? Sen diziyi lisede okuduğun Kemal Kara - Lise Tarih 2'ye göre yorumlarsan tabii ki  'Kanuni devamlı savaşmıştı yeaaa ama, böyle sevişmeler falan yoktu' dersin.  Üstelik napsınlar izlemen için  'Kara Murat'  gibi mi olsun. Bsg lütfen.

Ayrıca bütün dizi Kanuni'nin kadınlarla ilişkilerine ayrılsa nolur yani. İzlediğin şeyin dizi olduğu hangi ara unuttun. Belgesel mi olum bu? Dizinin sonunda 'kurgu' olduğuna dikkat çekilmiş. Daha ne istiyorsun. İzleme o zaman. Madem izledin, kafan karıştı, al birkaç kitap oku aydınlat kendini. Hem tembelsin, hem kıt. 

Bütün yıl Aşk-ı Memnu'da yasak aşk izlerken, bu Türk geleneklerine aykırı diye bu kadar yırtı mı kendini acaba bu kitle. Ne garip bir dizi izleyici kitlesidir bu ya. Sanırım çok diziden kısa devre yaptı. Bu diziyi böyle eleştirenler 'amaniiinnn Behzat Ç. bira içiyor bizim polisimiz böyle mi' diye de iç geçiriyor olabilir, hatta bu eleştiri sahipleri kendi iktidar temsilcilerinin  görüşlerini kıt akıllarıyla temsil ediyor olabilir*. Bu durumda kişilere içten şekilde Bsg diyerek kenara çekilebiliriz. Bu size nacizane tavsiyemdir.



 *Bülent Arınç



FARKEDENLER

etiket oldular

90's (1) Ahi evran üniversitesindeki garip buluş (1) alakasız etiket de yazma ya (1) Alev Dedegil (1) Anal dönem (1) anime pornla yetişen nesilden ne beklersin (1) arazekalılar (1) Aynı adlı kitap (1) ben bu deneyin mümkün olma ihtimalini sevdim (1) ben burada kendimden bahsettim (5) böyle nimet olmaz olsun (1) böyle yetenek mi olur amk. (1) Burger King (1) Cemali (1) Ceza (1) Çanakkale (1) çocuk eğitimi (1) çok ergenli bir yazı oldu ergenekondan aranmam umarım (1) Demokrasi-Teokrasi gidişatı (1) Deniz Baykal (1) Deniz Gezmiş (1) doğum günü (1) Dostluk (1) Dumansız hava sahası (1) Duş (1) duygu-mantık (1) duygulandımda duruldum (1) duyun sesimi lan (1) Efes'i zengin eden rektör (1) Eğitim (2) Emre Aydın (1) Ergenlik (1) erotik blog (2) esaret (1) eski sevgili (4) Eşitsizlik (1) eti puf (1) facebook (3) fahişe (1) Filistin (1) Flash tv (1) Gasilhane (1) Gay'em sizi incitmek değil (1) Gazze (1) gençlik (1) Greenpeace (1) Guthrie (1) hayat (1) herkesin tuttuğu kendine (1) hindistan (1) Hitler (1) İddaa (1) İnci (1) insan (1) İnsanlık (1) internet (1) İsmet İnönü (1) İsrail (1) İsrail'deki orman yangınına sevinen idiot (1) İstanbul (1) İzmir (2) Japonlara sesleniş (1) Kaddafi (1) kadın (1) Kalorifer Böceği (1) Kamal Kılıçdaroğlu gömlek bunalımı (1) Kanuni'yle konuştum dizinin gideri var dedi. (1) Kaset (1) kaybolmayan kanka istiyorum (1) Kıbrıs Şehitleri Caddesi (1) Kısa Sarkozy (1) korsan cd illegal download korsan kitap (1) korsan mp3 (1) kpss (3) kpss 2010 eğitim bilimleri (1) Kpss 2010 kopya skandalı (2) Lady Gaga (1) Libya Savaşı (1) markabeyinli olmak (1) Mehmet Pakdemirli (1) Mısır İsyanı (1) Mikrozeka (1) nasıl akademisyensiniz amk. (1) ne bitmez okulmuş amk. (1) neyleyim beni temsil edemeyen müşteri hizmetlerini (1) Nietzsche (1) Nutella hakkında da yazdım ya daha ne yazayım (1) Nükleer Enerji (1) oldu bittiye getirdim (1) Öğrenci evi (1) Öğretmenlik (1) Ölsünler bize mi ölüyorlar sanki diyen devlet (1) Ölüm sezonları (1) ÖSYM (1) Papi dansı (1) Pavlov (1) Pislik (1) Playstation (1) Profösör (1) pucca gibi nasıl yazılır (2) reklamverenler (2) Robot Dance (1) sana değil kardeşine (1) Schopenhauer (1) seyirciye oynadım (1) sıcak çok sıcak (1) sınavlar (1) Sigmund Freud (1) siktiri boktan modernite (3) Snorlax (1) Sosyallik (1) Su sorunu (1) şimdi bana kaybolan anahtarımı verseler (1) Tatminatör (1) Tayyip Erdoğan (1) Tecavüz yasası (1) Teknosa (1) Terör (1) Time out (1) tüketiciyi nasıl öpsek (1) Türkiye' de entellektüel anlayış (2) Twitter (2) UGG (2) Usb nargile (1) Vahit amk senin lan. (1) Yalan (1) yalancının mimi (1) Yavşak Erkekler (1) Yemekteyiz gay sorunsalı (1) yeni nesil (1) Yılmaz Özdil (1) yorrrumm gibi yorum. (1) Zeka (1)

counter map