Sayfalar

Cuma

Pavlov' un klasik koşullanması üzerine gereksiz bir merak

Herkes en azından lisede görmüştür bu Pavlov'u ve klasik koşullanma ile ilgili köpekleri maymun ettiği deneyleri. Ne yapıyordu Pavlov; zil sesi veriyordu, ardından et veriyordu köpek eti yiyordu. Bir süre sonra zil sesinden sonra et verilmedi fakat köpek her zil sesinde et alacağını bildiği için salyalarını dökmeye başladı. Yani zil sesi artık onun için et anlamındaydı. 

Ben ise deneyi başka bir yere çekerek tüm abazanlığa son vericem ama bu biraz masraflı olabilir. Ayrıca deney başarısız da olabilir kimseye söz vermek istemiyorum. Sonra ben duymadım ben bilmiyorum demeyin. Ayrıca deneyin tüm sorumlusu ben değil Pavlov olur.

Efendim deney şöyle: Malum köpekte gördük. Bir zaman sonra yemek yerken salgıladığı salyaları, yemek yemeden önce yani sadece zil sesinde bile salgılamaya başladı. Bizim deneyimizde ise köpek değil bir insan olacak. Önceleri test için zil sesi verdiğimiz deneğe bi bok vermicez. Bir süre sonra her zil sesinden sonra içeriye ben diyim latin, sen de fin bir güzel girecek ve deneğimizin en ilkel ihtiyacı olan sex diyeyim ona da  ha o ihtiyacını gerçekleştirecek. Bu saçmalık denek Pavlov'un köpeği ayarına gelinceye kadar devam edecek, gelirse tabi, oldu da geldi. Şimdi burda merak ettiğim şey denek bu saatten sonra her zil sesinde bu hatunlara gerek kalmadan orgazm olur mu? Eğer olursa eline bir zil verip evine göndeririz değil mi? Bakın olay ne kadar güzel oldu. Canı sıkılınca zili çalar, ohh değmeyin keyfine. Gerçi zil de bir süre sonra onda yalama etkisi yapacak ama olayı pekiştirmesi için denek evinde her zil sesinden sonra bir porno film izlesin, her şeyi biz mi yapıcaz arkadaş? Ben deneyi yaptım amaç deneydi. Böylece bir kısım tehlikeli insandan kurtulmuş olabiliriz.

Salı

Bugünlerde

Bugünlerde,

Burger King' e gidip eti biz getirsek Whopper kaça olur demek istiyorum.

Twitter' ı varoşlarda trend haline getirmek istiyorum. ( olası tivitler: Bugün de aç kaldık, Hatice'nin kızı Mahmud'un büyük oğlanla evleneceğmiş )

Boş zamanlarında yapacak bir şey bulamayan devlet memurları adına,  mailleri kendi aralarında forward edebilmelerini sağlayacak  sistemi Türkiye'ye kazandırmak istiyorum. Proje Adı: FMGM10

Usb nargileyi geliştirmeleri için Japon bilim adamları ile iş birliği yapmak istiyorum.

Blogger'dan erotik yazı çevirgeci ( öztürkçe ) eklentisini yakın zamanda çıkarmasını talep etmek istiyorum. Böylece herkes erotik yazı yazabilecek.

Sabri için  spor  şirketlerinden uzaktan kumandalı topları üretmesini istiyorum. Böylece Sabri topa vurduktan sonra bir ihtimal kontrolü sağlayabilir.

Flash Tv' nin yayınına artık son verilmesi için, önümüzdeki tarihlerden birinde toplu olarak blog mesajı verecek bir blog birliği kurmak istiyorum. Tek yürek olalım Galyalılar. Başarabiliriz. Güç içimizde. 


Tarih öğretmeni olacak bir insan için sözde bir sınavda neden matematik, coğrafya, anayasa gibi bilim dallarından da oluşan bir sınav yapıldığını, dünyanın dörtbir yanından gelen bilim adamlarıyla oturup konuşmak istiyorum. Doktor olacak bir adama Kaz Dağı' ndaki madenler neden sorulmuyor? Eşitlik lütfen. Devlet dedik bağrımıza bastık oysaki.

Bir sistem geliştirip bağımsız olarak iddaa oynatmak istiyorum. Sadece çevremdeki insanlara. Karlı çıkacağımdan eminim. Sorun sadece sistem ve bir miktar para.

Pazartesi

İstanbul gibi bir kadın

Bugünlerde merak ettiğim şey İstanbul'u iç dünyamın en güzel yerine koyan şeyin ne olduğu, üstelik orda yaşıyor olmamama rağmen. Topu topu 7-8 kere bulunmuşumdur orada. Ama her seferinde beni daha fazla etkiliyor bu şehir, havasından mı, silüetinden mi bilemiyorum. Eskiden sevmezdim, ne bu trafik, ne bu insanlar, İzmir' e hiç benzemiyor derdim. Ama benzememeliydi zaten '' burası İstanbul '' diye boşuna slogan yapmadı adamlar. Evet her ne kadar yaşam zor olsa da İstanbul' da, büyülü bir havası, fantastik bir atmosferi var bu şehrin. Hergün orda yaşamaktan sıkılan insanlar vardır elbet, ama İstanbul' u belki de benim gibi hep uzaktan sevmesi, ara sıra gelip birkaç doz almasıdır en iyisi. İzmir' li olmama rağmen sevgililerim hep İstanbul' lu oldu. Hikayelerimin bir noktasında İstanbul hep vardı. Bu da garip bir istatistik, hayatıma dair. Belki de budur beni İstanbul' a, İstanbul' u bana yaklaştıran şey. İzmir İstanbul'un yanında 20'sinde bir genç kız gibi geliyor artık bana. Bu İzmir'e bakarken beni heyecanlandırsa da İstanbul gibi büyüleyemiyor. Bir şeyler eksik. İstanbul olgun, İstanbul benim kadınım olabilir belki, İzmir ise belki kızım, belki yakın arkadaşım. Çok şey mi istiyorum, İstanbul ya da İstanbul gibi bir kadın.

Cumartesi

Hanım koş bizim oğlan entel olmuş

Türkiye' yedeki entellektüellerin ve dantellektüllerin en büyük problemleri sadece okumakla bir şeylerin yapabilabileceğini sanmalarıdır. Bu zümre her konuda fikir belirtir, böyle olmalı, şu kaldırılmalı, bu eklenmeli ama kimse pratik olarak bunu hayata dökmez. Ne kolay düşünmek değil mi? Sadece düşünce gücü ile çok şey yapılmıyor. Ne yazık ki düşünce gücünü hareket enerjisine çevirecek aygıt da henüz icat edilmedi.  Yanında belki adam ölecek, hala 4 sene önce okuduğu kitaptan pasaj söyleme derdinde. Hala hayata ortak olmak değil de hayata yön verme çabasında.

Kafka'yı okuyunca herkes Gregor Samsa oluyor, Nietzsche'yi okuyunca nihilist oluyor, Schopenhauer'ı okuyunca ateist oluyor. Hepsinde bir alternatif felsefe benimseme çabası, birçoğunda da  şovenizm var. Neden yaratılmış kalıpların içinde kendine yer bulma çabasına giriyor insanlar?  Modern dünyada bir etiket mi oluyor yani bu ? Böyle olunca daha mı farklı oluyor, daha mı renkli oluyor hayat? Sartre sadece yeni tanıştığın kızların yanında aklına gelmemeli değil mi? Burada eleştirdiğim konu tabii ki bu bahsettiğim isimler ya da okuyan insanlar değil. Okumak ve öğrenmek doğal olarak insana haz verir. Ama salt okumak, bir işe yaramaz. Yaradığı tek yer herhalde bir ortamda 'hede hede' yi okudun mu?'  'Evet okudum aa harikaydı' dan öteye gitmez. Aslında bunun insanlara verdiği dayanılmaz hazzında farkındayım. Bahsettiğim şey, birkaç ismi uygun yerlerde uygun tonlamayla ağızdan çıkarmanın dayanılmaz zevki. Belki +karizma +rep kazanılır bu hareketlerle.

Ama sadece okumakla kalmamalıyız sevgili Romalılar. İnsanların hazırbulunuşluklarını dikkate almalıyız, bilgiyi bir makyaj malzemesi gibi kullanıp, yanlış yerlerimizi boyamayalıyız değil mi? Bazen makyaj hiç de yakışmaz bilirsiniz. Aynı cümlelerdeki ve düşüncelerdeki fazladan teferruat gibi.



Bir de bu var:

Refik - Baba Gregor Samsa gibi hissediyorum bugün kendimi.
Baba - Ne diyon lan? Kim o silkmede dünya şampiyonu olan Bulgar halterci miydi yoksa?
Refik - Off baba hiç mi Kafka okumadın? Böcek hani, uyanınca.
Baba - Refik, odan kaç zamandır dağınık onu topla önce. Sonra da küçük kardeşini okuldan al. 
Refik -  Off baba antreman yapıyorum ya, birazdan Sabriye ile buluşucam, arada cümlelerim arasına sıkıştırırım bunları diye sende alıştırma yapayım dedim.

Cuma

Eşitsizlik


                                Durum bu iken ben '' Onlara '' neden saygı göstereyim?

Perşembe

G.tümden uyduru'yorum

Öğlen öğlen gündemi takip edeyim, bilgileneyim, yorum sahibi olayım gibi düşüncelerle haber sitelerini dolanıyordum. Cnnturk' ün sitesindeydim. Neyse haberler, ajans derken '' İran ordusu TSK ile başa çıkamaz '' başlıklı haberi okudum. Haberlerin yorumlarını pek okumam ben ama bugün nasıl olduysa yorumlara da baktım. Baktığıma da pişman oldum. Keşke, keşke o an error 404 alsaydım da o yorumları görmeseydim. Hele biri var içler acısı. Olumlu ya da olumsuz anlamda değil adamın ne dediği de belli olmuyor, ama yorum yapmaktan da kaçmıyor bu kişilik. Lan sen daha cümle kuramamışsın, nasıl yaptın o yorumu, ne düşündün de oldu? Bahsettiğim yorum takma ismiyle gönüllere taht kuran cabarov123' ün yorumu. Kesme işareti bile fazla aslında. Halk Behlül' le Bihter'in aşkını düşünmekten beynini iyice yedi. Acaba bu diziler falan devlet politikası mı diye düşünür oldum artık. Halka afyon mu veriyorlar ne? Hayır düşünür oldum değil lan ben zaten önceki yazılarımdan birinde yazmıştım bunu. Evet devlet politikası. Gizlice desteklenen, zam, açılım, kapanım, gibi kritik zamanlarda ise en heyecanlı yerleri verilen diziler tam bir devlet politikası olabilir. Dolayısıyla götüne giren zammın kritiğini yapacak olan cabarow123, izlediği dizi sayısı veya Kurtlar Vadisi' nde ölen karakter sayısı kadar beyin hücresi kaybından ötürü böyle yorumlar yapıyor . Orda sadece cabarow123 yok diğer yorumlar da aynı nerdeyse. Sonra bizim insanımız eleştiri gücünden yoksun. Ee yoksun tabi, dizi konuşan memlektten ne beklersin? Tecavüz skandalı olan bir şehrin aman bunu saklayalım o güzel şehrimizin ismi kirlenmesin mantığı  ile hareket etmesini beklersin mesela, mesela barış için bir şeyler yapmaya çalışan o masum Pipa Bacca' nın acımasızca katledilmesini beklersin ve şaşırmazsın, unutursun bir zaman sonra. Anayasa diye önüne koyduğu şeyin ne olduğunu bilmeden oylamasını beklersin, beklersin de beklersin. Böyle yorum yapan zihniyetlerin oluşturduğu toplumdan  daha çok şey beklersin.

Okuduğum haberi okumak için : Cnnturk

Yorumların yorumlanmış hali.

Salı

Gasilhane

Sözlük anlamıyla '' ölü yıkanan yer '' anlamına gelmektedir. Ama konumuz bu değil tabi. Konumuz gasilhane.blogspot.com. Lan napıyorsun reklam mı ettin beni dedin sanki? Yok ya reklam etmedim :) Benim kafama takılan bir soru var. Günlerce oturup düşündüm. Blog yazmaya meraklı bir toplum olduğumuzu farkettim. Biliyorum gasilhane daha elit bir kitleye hitap etmek istiyor ama bence daha da farkedilmeli, düşünceleri kapsüllerle uzayın derinliklerine gönderilmeli evet lan abarmıyorum, lan valla abartmıyorum tamam uzay , kapsül  falan abartılı ama düşünceleri ve yazdıkları takip ettiğim onlarca blogtan çok daha verimli. Bana bir şeyler katan birkaç blogtan biri şimdilik. Daha ne olabilir, ideal, duyarlı, sessiz kalmayan insan. Çantamda ne var aaa resmini paylaştımm modeli insanların olduğu bir sistemden bahsediyorum romalılar, değer bilin lan, kıymet bilin hazır yazmaya kudreti varken yararlanın...! Hadi bakalım.


evet açıklıyorum: Bu yazı için gasilhane' den 200 $ aldım. Ayrıca 20 kontör gönderdi. 


 bu üstteki MagnaPersona' nın hala suyu akan ıslak imzası :)

Pazartesi

Yavşaklık sınırlarını zorlayan erkekler

Meriç, sağolsun MagnaPersona sayesinde dağarcığıma yerleşti. Biraz meriç gibi biraz da nasıl desem panteriç diyim olsun bitsin. Böyle her ortamda kızlara aleni şekilde yavşayan tipler vardır ya. Naif pezevenginden tut, arkadan gelip göz kapayanına, oturduk yerde hiçbir sıfatı olmamasına rağmen yanındaki kızın saçlarıyla oynayanına, omuzlarına yaslanana, bunları samimi bir şekilde yapanlara değil tabi bu söylediklerim ama bunu böyle yavşaklık tadında yapanlar var, böyle iki tane patlatasım geliyor suratlarına. Hayır kıza yazık belki hoşlanıyor senden, üstelik senin amacın belli lan. Kızlarda da hata var hemen ne ince bir çocuk sıfatı yapışıyor ilk günden. Bi bilsen ondaki inceliği ahh ahh. Bildiğin hayvanın ipleri biraz uzun tutulmuş hali, ordaki yavşak tavırlar. Burda da var, adı da Vahit. Çanakkale'yi ondan arındırmak istiyorum. Aslında Dante ile benim Dayak Atılası Top 10 Çanakkale listemize 4 numaradan giriş yaptı ama sorun çocuk bize yavşamıyor, hani böyle ters bişey de söylese alacak ağzının payını ama durduk yere de sataşılmıyor insana işte. Biz de o kadar dost canlısıyız, kanımızda var. Ayrıca kızlara öneriyorum, saçınızla oynayan erkek, günde iltifat niyetine 5 ten  fazla cümle sarfeden erkek yavşaktır*. Samimi duygularım bunlar. Tespitlerim bunlar. Topluma zararlıdır. Huzur bozarlar. Nacizane formülüm de altta yazıyor. 

Yavşak erkek tanıma modülü: 
Saçınızla oynuyorsa : 10 puan
İlişkiniz hakkında haddine düşmeyen yorumlar yapıyorsa 25 puan
o gün güzel olmadığınızı düşündüğünüz zaman bile iltifat yağdırıyorsa 15 puan
Sizi her konuda tartışmasız haklı görüyorsa 10 puan
Suratınıza bakıp aptal aptal, sözde seksi gülüşleri periyodik olarak kullanıyorsa 5 puan
Bloğunuzda 10 dakika düşünüp yazdığınız bir yazı için, yarım saat düşünüp anlamaya çalıştığınız edebi mi höbüdü mü belli olmayan yorum yapıyorsa 12 puan.
Siz onu terslemenize rağmen hala bu yavşaklıklardan  herhangi birini sürdürüyorsa 18 puan

Burda en iyi puan 0' dır. Kabul edilebilir sınır 30 puandır o da belki. Ayrıca bilimsel bir niteliği yoktur. Çünkü ben hazırladım. Kendi çevrenizde deneyebilirsiniz testi geliştirmek için öneri sunabilirsiniz. Ne diyeyim daha, hizmetse hizmet işte lan.


*rakam inandırıcı olsun diye kesindir, cümle ve aslında tüm yazı ise samimi olmayan erkeklere atfedilmiştir. galeyane gelinmeye.


Pazar

Atılan bir yumruğun karşılığı bu mu yani?

Şimdi sağduyu diye ortalıkta cirit atan, sözde demokratik hakları savunan, sözde insanlığı savunan, sözde bir halkı savunan kesimin bir yumruğa karşı verdikleri cevap 2 polisi şehit etmek mi? Yazıklar olsun size. Hiçbir zaman desteklemeyeceğim bu duruşunuzu. Hiçbir zaman. Şimdi bir kısım insan bunlar komplo teorileri diyecektir, bir kısım insan da ergenekon diyecektir vs, yok ben inanmıyorum. Bu düpedüz ortada. Şimdi o alçak belediye başkanı çıksın ve aynı hassasiyetle konuşsun eğer bir nebze barış yanlısıysa. Tahminimce yarım ağızla bir açıklama yapar, bunlar istemediğimiz şeyler, artık buna bir dur denmesi gerekir gibi siktirboktan, klişe açıklamalar yapacaktır. Ama ben eminim durumdan hiç de rahatsız olmadığından.

http://www.ntvmsnbc.com/id/25083378/

Pazartesi

Yozlaşan kültür ve sefil şakşakçıları

Ne zamandan beri sevişmelerimizi ulu orta yerde sanki bir önceki akşam izlenilen dizi gibi anlatmamız kültür oldu? Yatılan erkek/kız sayısı ne zamandan beri bir insanın marka değerini arttırmaya başladı? Ne zamandan beri yapılan bu ''araba sevdası'' tadında tavırlar modernizm ya da marjinallik olarak adlandırılmaya başlandı? Sözde Avrupa görmüş birkaç insanın, Ay' a giden maymunun geri döndükten sonra birkaç astronata 'atmosferden çıkınca biraz sallanıyor makine' ayarında verdiği siktiriboktan bilgiler ve tecrübeler dışında ne katkısı olabilir bize? Sonuçta sen hiçbir zaman olamayacaksın kahraman. Kaç kişiyle oral sex yaptığının, bunu nasıl yaptığının, kimle yattığının ne önemi var, birkaç abazanın ağzını sulandırmaktan başka? Yaptığın şeyi normalleştirmenin mantığı nedir? Ben Avrupa' da böyle sevişiyorum, 15 inden sonra ver kızlığını bu artık normal bir şey propagandası hangi etik değerleri temsil ediyor? Param var , istediğim gibi harcarım, istediğim konserden sonra istediğim kişiyle yatarım kimse karışamaz. Evet karışamaz, ama sen bunu sıradanlaştırıp, evet budur normal olan kıvamına getirerek bunu onlarca genç/ergenle paylaşırsan, tamam özgürlüktür paylaşmanı engelleyemem ama ayarı yediğin zaman da kuyruk acınla çirkinleşmeyeceksin. Haddini bileceksin dolayısıyla. Şakşakçı aramayacaksın. Birkaç niteliksiz, bunu yazan senin gibi yaşayamıyodur da ondan içi gitmiştir de yazmıştır diye yorum yapmış birde. Ne güldüm lan. Hayır bu ne embesilce bir tavırdır anlamam. Ne yaşadığımı nerden bileceksin benim be sefil arkadaşım. Garip olan bir diğer konu da, yazılarına konu ettikleri onca tecrübeyi sanki kırkını geçmiş, feleğin çemberini görmüş edasıyla yazmazlar mı bunlar. 22 yaşındasın dünya üstümden geçti  tavırları var. Gel tecrübe bende, Erkekleri tanımanın 10 yolu, Mükemmel bir orgazmın püf noktaları gibi konuları yazıp, düzmece hikayelerle kendi gibi olmayan insanlara '' evet normal olan bu hayat, siz de böyle olun'' çağrılarının amacı nedir? Yetenek mi bu amk. Tabi bütün abazalar oo harikasın destekleri verirken Scartissue eleştirdi, Scartissue de çok iyisiniz Msn ver Mail ver yapsa, bi akşam görüşelim yapsa olcaktı düzen işleyecekti dimi . Bir de kendileri gibi olmayanlar ezik oluyor onlara göre. Parayı oyuncak yapan, nasıl kazanılır bilmeyen birkaç insandan beklenecek söz de bundan daha farklı olamazdı zaten. Avrupa' dan sevişmeyi öğrenen bir türden ne bekleyebilirim ki? Büyük ihtimalle orada sıradan hayatlarını yaşarken, belki de dışlanırken kendi topraklarına bu hikayelerini satıyorlar. Çok kötü bir durum. Geleneksel düşünceyi savunmuyorum bu yazıda fakat bu açıkladığım mantığa da fazlasıyla karşıyım. Yazana da karşıyım. Yazılana da. Böyle olmamalıyız.

Zeka

Kendimden başlamak istiyorum önce. Bu zeka ve zeki sözcükleri aslında çok tartışılacak ve doğal olararak da birçok sonuca ulaşılacak iki kavram nihaytinde. Herkes kendisinin iyi kötü ne kadar zeki olduğuna karar verir. Bunun öyle genel geçer bir testi de ne kadar sağlıklıdır bilemem. En mantıklısı, yine kendi zekanı çevrendeki insanlarla karşılaştırdığında ortaya çıkan sonuctur. Mesela ben zeki olduğumu düşünmüyorum ama çevremdeki insanların birçoğundan zeki olduğuma da eminim. Ukalalık yaptığımı falan da düşünmüyorum. Peki buna nasıl karar verdim. Eğitim bilimlerinde ölçme ve değerlendirme diye bir alan vardır. Bu alanda ölçülecek herhangi bir şey için o şeyle aynı nitelikte fakat ondan daha üstün bir araç olması gerekir. Yani 30 cm'lik bir tahtayı yine en az 30 cm olduğu belli olan bir başka araçla ölçebilirsiniz. Bu örnekle umarım yeteri kadar somutlaştırmışımdır bu durumu. Ben saf insanları severim. Hayır kolay kandırılabildikleri için değil bilakis onları kandırmak benim yapacağım son iştir. Çünkü dünyada en son zarar o insanlardan gelir bir diğerine. Benim sevmediğim bir zeka türü var sadece. Saf olmayan ama zeki de olmayan. Yani böyle bir ara sınıf var, biraz kurnaz da sanan kendini. Tabii ki insanların özelliklerine saygılıyım. Ama bu bahsettiğim '' arazekalılar '' zeki olmadıklarından, daha kötüsü saf da olmadıklarından kendilerinden daha zeki insanları bir türlü  oyuna getirme, laf sokmaya çalışma vs gibi çabalar içinde oluyorlar. Elbette bu insanlar çabalarına sözüm yok ama arkadaş ben senin napacağını 3 4 hamle önceden anlıyorum bari bunu farkında ol. Etme, eyleme ya. Sürdürme bu yenileceğin oyunları. Bu yüzden en iyi arkadaşlarım saf ve zeki olanlardır benim. Ben en azından bir şeylerin farkındayım. Ayrıca bu bir ayrım yazısından çok bir tespit yazısıdır kendimce. Var böyle insanlar evet benim çevremde çoklar, herkesin çevresinde var bunlardan. Hadi hoşçakalın bakalım.

Cumartesi

Haris ve Naria' nın harika pazarı

Ayy anlatamam bugün çok mutluyuzz.. süper bi pazar geçirdik. doyasıya seviştik, sevişmediğimiz anlardan napsak napsak dedik kendimizi mastrbasyona verdik. inanmazsınız yarım saatte bir orgazmın doruklarındayız. süper yaa, cicişler sizde deneyinn... her neyse naptık biz bu haftasonu durun anlatalım. taksimdeydik o kadar sıkıldık ki çiçek pasajında gördüğümüz 18. erkekle yatmak için iddialaştık. sonuç mu 18 tane erkek girmedi o gün orayaa hahahaa bu da böyle bir anımızdır işte. derken sıkıldık, istiklalin kalabalığından kendimizi burger king'e zor attık ki orası da bi kalabalık bi kalabalık anlatamam. menümüzü alırken sarışın bir çocuğa denk geldim, adonis kasları o kalın kot pantolunundan bile belli oluyordu, ayakta boşaldım ya yok böyle bişey. Akşam oldu, günahkar bir adamla tanıştık pulp' ın tam orta yerinde, o gece ona gitmeye karar verdik tabi alkolüde almışız ama zor hatırlıyorum şimdi bunları. sabaha karşı 04.00 te çıktık pulp'tan. kadıköy'e, doğru yol aldık. yolda yapmadığımız şebeklik kalmadı haris'le ya, haris bi ara iç çamaşırını camdan bile sallandırdı sanki bayrağımızdı o bizim  çok eğlendik ya, çok marjinaliz amk. ziverbey'e geldik, orda bi otogalerisi varmış bu günahkar adamımızın, isim vermiyorum böyle daha gizemli oluyor. sputnik apartmanının 18. kattaki dairesine çıktık bay ak47' nin. artık ona ak47 diyorum kısaltma olsun. dairesi o kadar genişti ki, 30 çift sevişebilecek kapasitedeymiş, benim benzetmelerim neden böyle bilmiyorum ya. anlamadım niye böyleyim. ak47 hemen birer içki ikram ettti haris ve bana. biz içkilerimizi yudumlarken eve calimero, deli_asik34 ve 24cm olarak adlandırdığım 3 kişi daha geldi. anlaşılan o ki bu gece çok renkli olacaktı. hemen odalara geçtik yok böyle bişey ya, nasıl sevişiyoruz nasıl, istanbul ağlıyor amk. to be or not to be. yok lan o to be continued olcaktı. evet evet o olcak.  şuraya seksi bir resim koyayım ohh değmeyin keyfime.. aa sesli düşündüm. üstelik yazdım bide. neyse. ne demiştik to be continued ;)

Salı

Bi hata var galiba



Foto yayınlayayım dedim ama galiba göz bandını yanlış yere koydum. oldu mu acaba.

ayrıca sweatshirt keep out marka 20 tl haha havamı yesinler.

Pazartesi

Sonra bizim üniversiteler neden ilk 500' de değil diyoruz

Arkadaş ben anlamış değilim şu bizim akademisyenleri. Lan nasıl çalışmalar yapıyorsunuz ya. Birgün de göreyim garip isimli, böyle fantastik bir icat yapında ohaa lan bunu bizimkiler mi yapmış diyeyim şaşırayım. Yok ya, göremeden ölücem ona yanıyorum. An itibari ile kaçak wireless yakalayıp biraz sörf yapayım dedim. Sonra nerden aklıma geldiyse Ahi Evran Üniversitesi' nin sitesine girdim. Neyse bakınıyorum böyle personel ilanı için. Haberler kısmı var sitede işte. Bi baktım '' üniversitemiz öğrencisinden müthiş buluş '' başlıklı bi haber var. Tabi hemen dikkatimi çekti ne lan bu?! diye. Tıkladım habere ve dumura uğradım resmen. Neymiş o muhteşem buluş '' Organik Gübre Saçma Makinesi ''. Hele makinenin bir de içler acısı fotoğrafını yayınlamışlar, görmeyin arkadaş kahrolursunuz ya. Lan madem o kadar muhteşem bir icat adam gibi bir fotoğrafını yayınlayın neblim şöyle kapsüle koyun. Yani kendiniz dahi inanmamışsınız buna amk. Sonra bizim çocuk icat yaptı, ohh ne iyi üniversiteyiz amk. diye sitede haber yaparsınız. Lan sonra giremessin ilk 500' e işte, böyle mi oluyor. Sen o çocuğun yaptığı sıradan bir icadı '' muhteşem '' diye nitelersen çocuk zaten en iyisini yaptım lan demez mi? 10 yıl bundan ekmek yerim demez mi ? Der valla. Ayrıca o yaptığınız şey beni hiç heyecanlandırmadı. Açık açık söyleyeyim. Ha bi yerlerde elbet işe yarar ama biraz aşın bu olayları ya. Gece gece de sinirlendirmeyin beni.


Cumartesi

İsmimin önüne sponsor arıyorum

Yetti lan bu parasızlık canıma. 6 yıldır dışarda okuyorum, bir ayın sonunu da şöyle adam akıllı gördüysem bu yazıyı yazarken laptopun şarjı bitsin. Neyse, çok parasızım lan, ayın 7 sinde krediler yatıcak ama bende para kalmadı yine. Her ay olan klasik durum aslında. Bloga reklam mı alsam napsam lan. Tekliflere açığım ey reklamverenler zamanında sizi biraz kötüledim ama o günleri unutalım. Hem alltan geçen küçük yazılar da bence çok önemli değil artık. Ayrıca o yazıları ordan geçirmiyeceksiniz de eve mektupla mı göndereceksiniz tabii ki hayır :) Ne diyodum reklam alcam ismimin önüne lan, hani oluyo ya Beşiktaş Cola Turka, Pınar Karşıyaka haa bunlar gibi olsun. O kadar devlet dairesinde ismimiz geçiyo yani, elbet reklam olur ismimizden. Nasıl desem şöyle Sony Bravia Scartissue, ne güzel oldu dimi lan. Çok hoşuma gitti bu bedava da yapabilirim aslında ama para lazım işte. Ya da Petrol Ofisi Scartissue, bu da fena değil yanacak gibi duruyor nick ama olsun parayı veren için yakarım :) Ayrıca 750 kişilik bir lisede staj yapıyorum. Takım elbisemin üzerine de reklam alabilirim, gençlere yönelik işte bilirsiniz. Aslında küçük bir kondom reklamı şöyle ceplerime doğru olabilir, ya da sırtımda bir hijyenik ped reklamı ama bu daha çok bayan öğretmenlere gider herhalde, ya da pantolunuma şöyle aşağıya doğru hepsiburada.com yazdırsam o da güzel olur lan. Evet ben tekliflere açığım reklamverenler :) kötü günleri unutalım, olan olmuş yazılan yazılmış.

Perşembe

Bir gün yapmayı düşündüğüm şey tam olarak bu

18 yaşını geçen orda burda bir şeyler için form dolduran herkesi arar şu müşteri temsilcileri. Şu banka sahiplerinin ve stratejilerinin taa amk. Lan kartını istemiyorum neden beni günde 4 defa aynı kart için arıyosun. Tamam güzel sesli bayanlar almışsınız, ikna kabiliyeti  yüksek olabilir ki, bu konuştuğu kişiye göre de değişir, üstelik bazıları da çok aptal oluyor, onları ayırın amk. Ne için aradığını unutanını dahi biliyorum ben. Geçenlerde ota boka sigorta yapacaz diye arayan biri vardı, neymiş yolda kalırsam araba göndercekmişte, ilaç lazım olunca alıcakmışta, neblim tuvalete çişe götürcekmişte, yerime okulda imza atacakmışta ve bunlar ayda bilmem kaç liraymışta. Ee iyi güzel de ben o zaman mal gibi yaşayayım hayatta. Hiçbir şey yapmayayım, git benim yerime de evlen bari, çoluk çocuk yap, sigortasın ya, yap bütün işlerimi pis paragöz, tembellik aracıları sizi. Sanki fabrikalarım, arsalarım, nivyork'larda katlarım var, bunlardan zaman ayıramıyorum.  Artık karar verdim ama , size sizin gibi davrancam. Arıycam bigün bi yerin müşteri hizmetlerini, var mı bi sıkıntınız, memnun musunuz  benden, biz arkadaşlarla aramızda bi kart çıkardık çok avantajlı valla size de verelim mi diyeceğim sonuna kadar da ısrar edicem amk. Hatta ben niye arıyorum lan, bana niye giriyor hesap, onlar beni arayınca direk ben bu muhabbeti yapıcam kaydedicem , burada da paylaşcam görürsünüz :) Hayır bazen erkekler arıyor hiç çekilmiyorlar ya, lan napim ben seni bari hatun kişiler arasın, zaten çekilmiyor muhabbetler. Geçen gün konuşmanın yarısında sıkılıp arkadaşa verdim seste bayağı farkediyo onla konuştu müşteri temsilcisi kişi, salıverdik ama her zamanda yanımızda biri olmuyo amk.Ayrıca fotoğraftaki gibi müşteri temsilcileri hemen arayabilir.05554+%^'%+ :)  neyse sıkıldım artık. hadi hoşçakal blog.

Koşarak Uzaklaşırım

her hafta yeni bir 'boyfriend' edinip, bunu ballandırarak arkadaşlarına anlatan ergenden, 'süpriz süpriz süpriz aşkım' diyen gülben ergen'den,

telefondan müzik açıp sesi dışarı veren, bu şekli bozmadan sokaklarda yürüyen, insana 'acaba normal olan bu mu bende mi problem' dedirten çakma dolce gabbana kemer takan krodan,

tişörtünde salça lekesi var deyipte size uzanan elinde, 'nah işareti' ile sizi karşılayan, dahası buna dakikalarca gülen zihniyetten,

futbol maçları sonrasında yapılan futbol programlarının her kanalı işgal etmesinden, ayrıca bu programların maç süresinden daha uzun süre ekranda olmasından,

bir terabaytlık tera patrick pornosunu bilsigayarının gizli klasörlerinde saklayıp, sizi porno izlerken yakaladığında, 'porno mu izliyosun lan, abaza herif' diye söze başlayan arkadaştan,

islami bütün tartışmaların en içinden çıkılmaz noktasında, 'kuran'da öyle bişey var mı, onu söle sen bana' diyip, dumura uğratan, kuran'da yazmayan şeylerin geçerliliğine inanmayan yobaz insandan,

küpe takarsan top olursun, dövme yaptırırsan ömür boyu cenabet kalırsın diyen, kulaktan dolma bilgilerine, hergün bir yenisini ekleyip bunu hunharca savunan gelenekçi zihniyetten,

modifiyeli araç, futbol, seks, bodubuilding hakkında bütün ıvır zıvırı bilen, 100 temel eser'den bahsettiğiniz
anda apışıp kalan erkek modelinden,

şu kitaptan bu alıntıyla, o kitaptan şu alıntıyla kız ortamında, etkileyicilik taslayan, acilen pasifize edilmesi gereken, entelimsi organizmadan,

tam saha pres'ten, gelişine yapılan ortaya sert ve düzgün vuran adamdan, ofsayttan, futbolu bir aidiyet duygusu içinde izleyen futbolseverden,

çantasını çok komik ve tarif edemeyeceğim bir biçimde taşıyıp, starbucks'ta kahve içmeyi statü unsuru sanan tiki kızdan,

pelin batuyu sadece mastürbasyon fantezisi olarak kullandığı halde 'ne güzel abi, kadın hem güzel, hem zeki, hem başarılı, böle bir hatun yok yaa' diyen pelinist akımdan,

kafeye gidildiğinde, cüzdanını, arabasının anahtarını, marlboro light'ını masanın üzerine koyan, züppelerden,

sayı sayıp bitiremeyeceğim, daha bi çok unsurdan ve türden,

KOŞARAK UZAKLAŞIRIM!

 Bu Bir Dante Must Die Yazısıdır

FARKEDENLER

etiket oldular

90's (1) Ahi evran üniversitesindeki garip buluş (1) alakasız etiket de yazma ya (1) Alev Dedegil (1) Anal dönem (1) anime pornla yetişen nesilden ne beklersin (1) arazekalılar (1) Aynı adlı kitap (1) ben bu deneyin mümkün olma ihtimalini sevdim (1) ben burada kendimden bahsettim (5) böyle nimet olmaz olsun (1) böyle yetenek mi olur amk. (1) Burger King (1) Cemali (1) Ceza (1) Çanakkale (1) çocuk eğitimi (1) çok ergenli bir yazı oldu ergenekondan aranmam umarım (1) Demokrasi-Teokrasi gidişatı (1) Deniz Baykal (1) Deniz Gezmiş (1) doğum günü (1) Dostluk (1) Dumansız hava sahası (1) Duş (1) duygu-mantık (1) duygulandımda duruldum (1) duyun sesimi lan (1) Efes'i zengin eden rektör (1) Eğitim (2) Emre Aydın (1) Ergenlik (1) erotik blog (2) esaret (1) eski sevgili (4) Eşitsizlik (1) eti puf (1) facebook (3) fahişe (1) Filistin (1) Flash tv (1) Gasilhane (1) Gay'em sizi incitmek değil (1) Gazze (1) gençlik (1) Greenpeace (1) Guthrie (1) hayat (1) herkesin tuttuğu kendine (1) hindistan (1) Hitler (1) İddaa (1) İnci (1) insan (1) İnsanlık (1) internet (1) İsmet İnönü (1) İsrail (1) İsrail'deki orman yangınına sevinen idiot (1) İstanbul (1) İzmir (2) Japonlara sesleniş (1) Kaddafi (1) kadın (1) Kalorifer Böceği (1) Kamal Kılıçdaroğlu gömlek bunalımı (1) Kanuni'yle konuştum dizinin gideri var dedi. (1) Kaset (1) kaybolmayan kanka istiyorum (1) Kıbrıs Şehitleri Caddesi (1) Kısa Sarkozy (1) korsan cd illegal download korsan kitap (1) korsan mp3 (1) kpss (3) kpss 2010 eğitim bilimleri (1) Kpss 2010 kopya skandalı (2) Lady Gaga (1) Libya Savaşı (1) markabeyinli olmak (1) Mehmet Pakdemirli (1) Mısır İsyanı (1) Mikrozeka (1) nasıl akademisyensiniz amk. (1) ne bitmez okulmuş amk. (1) neyleyim beni temsil edemeyen müşteri hizmetlerini (1) Nietzsche (1) Nutella hakkında da yazdım ya daha ne yazayım (1) Nükleer Enerji (1) oldu bittiye getirdim (1) Öğrenci evi (1) Öğretmenlik (1) Ölsünler bize mi ölüyorlar sanki diyen devlet (1) Ölüm sezonları (1) ÖSYM (1) Papi dansı (1) Pavlov (1) Pislik (1) Playstation (1) Profösör (1) pucca gibi nasıl yazılır (2) reklamverenler (2) Robot Dance (1) sana değil kardeşine (1) Schopenhauer (1) seyirciye oynadım (1) sıcak çok sıcak (1) sınavlar (1) Sigmund Freud (1) siktiri boktan modernite (3) Snorlax (1) Sosyallik (1) Su sorunu (1) şimdi bana kaybolan anahtarımı verseler (1) Tatminatör (1) Tayyip Erdoğan (1) Tecavüz yasası (1) Teknosa (1) Terör (1) Time out (1) tüketiciyi nasıl öpsek (1) Türkiye' de entellektüel anlayış (2) Twitter (2) UGG (2) Usb nargile (1) Vahit amk senin lan. (1) Yalan (1) yalancının mimi (1) Yavşak Erkekler (1) Yemekteyiz gay sorunsalı (1) yeni nesil (1) Yılmaz Özdil (1) yorrrumm gibi yorum. (1) Zeka (1)

counter map