Türkiye' yedeki entellektüellerin ve dantellektüllerin en büyük problemleri sadece okumakla bir şeylerin yapabilabileceğini sanmalarıdır. Bu zümre her konuda fikir belirtir, böyle olmalı, şu kaldırılmalı, bu eklenmeli ama kimse pratik olarak bunu hayata dökmez. Ne kolay düşünmek değil mi? Sadece düşünce gücü ile çok şey yapılmıyor. Ne yazık ki düşünce gücünü hareket enerjisine çevirecek aygıt da henüz icat edilmedi. Yanında belki adam ölecek, hala 4 sene önce okuduğu kitaptan pasaj söyleme derdinde. Hala hayata ortak olmak değil de hayata yön verme çabasında.
Kafka'yı okuyunca herkes Gregor Samsa oluyor, Nietzsche'yi okuyunca nihilist oluyor, Schopenhauer'ı okuyunca ateist oluyor. Hepsinde bir alternatif felsefe benimseme çabası, birçoğunda da şovenizm var. Neden yaratılmış kalıpların içinde kendine yer bulma çabasına giriyor insanlar? Modern dünyada bir etiket mi oluyor yani bu ? Böyle olunca daha mı farklı oluyor, daha mı renkli oluyor hayat? Sartre sadece yeni tanıştığın kızların yanında aklına gelmemeli değil mi? Burada eleştirdiğim konu tabii ki bu bahsettiğim isimler ya da okuyan insanlar değil. Okumak ve öğrenmek doğal olarak insana haz verir. Ama salt okumak, bir işe yaramaz. Yaradığı tek yer herhalde bir ortamda 'hede hede' yi okudun mu?' 'Evet okudum aa harikaydı' dan öteye gitmez. Aslında bunun insanlara verdiği dayanılmaz hazzında farkındayım. Bahsettiğim şey, birkaç ismi uygun yerlerde uygun tonlamayla ağızdan çıkarmanın dayanılmaz zevki. Belki +karizma +rep kazanılır bu hareketlerle.
Ama sadece okumakla kalmamalıyız sevgili Romalılar. İnsanların hazırbulunuşluklarını dikkate almalıyız, bilgiyi bir makyaj malzemesi gibi kullanıp, yanlış yerlerimizi boyamayalıyız değil mi? Bazen makyaj hiç de yakışmaz bilirsiniz. Aynı cümlelerdeki ve düşüncelerdeki fazladan teferruat gibi.
Kafka'yı okuyunca herkes Gregor Samsa oluyor, Nietzsche'yi okuyunca nihilist oluyor, Schopenhauer'ı okuyunca ateist oluyor. Hepsinde bir alternatif felsefe benimseme çabası, birçoğunda da şovenizm var. Neden yaratılmış kalıpların içinde kendine yer bulma çabasına giriyor insanlar? Modern dünyada bir etiket mi oluyor yani bu ? Böyle olunca daha mı farklı oluyor, daha mı renkli oluyor hayat? Sartre sadece yeni tanıştığın kızların yanında aklına gelmemeli değil mi? Burada eleştirdiğim konu tabii ki bu bahsettiğim isimler ya da okuyan insanlar değil. Okumak ve öğrenmek doğal olarak insana haz verir. Ama salt okumak, bir işe yaramaz. Yaradığı tek yer herhalde bir ortamda 'hede hede' yi okudun mu?' 'Evet okudum aa harikaydı' dan öteye gitmez. Aslında bunun insanlara verdiği dayanılmaz hazzında farkındayım. Bahsettiğim şey, birkaç ismi uygun yerlerde uygun tonlamayla ağızdan çıkarmanın dayanılmaz zevki. Belki +karizma +rep kazanılır bu hareketlerle.
Ama sadece okumakla kalmamalıyız sevgili Romalılar. İnsanların hazırbulunuşluklarını dikkate almalıyız, bilgiyi bir makyaj malzemesi gibi kullanıp, yanlış yerlerimizi boyamayalıyız değil mi? Bazen makyaj hiç de yakışmaz bilirsiniz. Aynı cümlelerdeki ve düşüncelerdeki fazladan teferruat gibi.
Bir de bu var:
Refik - Baba Gregor Samsa gibi hissediyorum bugün kendimi.
Baba - Ne diyon lan? Kim o silkmede dünya şampiyonu olan Bulgar halterci miydi yoksa?
Refik - Off baba hiç mi Kafka okumadın? Böcek hani, uyanınca.
Baba - Refik, odan kaç zamandır dağınık onu topla önce. Sonra da küçük kardeşini okuldan al.
Refik - Off baba antreman yapıyorum ya, birazdan Sabriye ile buluşucam, arada cümlelerim arasına sıkıştırırım bunları diye sende alıştırma yapayım dedim.
15 yorum:
bir şeyleri bilmek kötü değildir.okumak hobidir, zevk aldığın şeylerden bahsetmekte amaca uygun olduğunda yararlıdır, ki insanlara yol gösterme gayesi güder. ama bunları bilip, artistik poz peşinde koşmak kötüdür, katılıyorum. ancak yeri geldiğinde çakma entelektüelleri susturmak adına da bu bilgiler kullanılmalı, bir nevi soğuk duş etkisi yaratılmalıdır..
bir de karı kız tavlamak için sosyalizmden girip komünizmden çıkanlar var, sorsan ne yaptın? aktivist oldun mu.
tık yok sesleri kesilir.
Hayata ortak olmak yerine hayata yön vermek. Ne kadar doğru bir cümle. Gerçekten çoğumuzun yaptığı şey bu. Bu yüzden de çok şeyi ıskalayıp geçiyoruz...
Görseldeki çocuk kesinlikle entel değil, nasıl rohan oynarım'ın derdinde:)
Dante, katıldığım yerlere katılmana katıldım.
Rabbit, onların ayağında Converse vardır. Eksik dolaşmazlar.
Gasilhane, görseldeki çocuğu tanımam ama yazım için tam bir ifade idi :) Hani ne desem de yankı bulsam tavırları :)
Düşündüm şimdi... Türlü türlü şey okudum, ev kızı oldum, mantarlı tavuk sote pişiriyorum.
Bir yanlışlık var, böyle olmamalıydı. Sıcak şarabımı yudumladığım terasta etrafımı saran aydınlarla zavallı halkı irdelemeliydim.
Nedeenn tanrım nedeeeen!
Gregor Samsa'cılardan hazzetmiyorum en çok. Bilmiyorum neden. Kafka zaten Umut Sarıkaya'nın dediği gibi 2 santimlik kurşun kalemle yaza yaza depresyona girmiştir. Bi de taklitleri depresyonda. Psp'ciler sizi.
Magna, sen samimisin işte aslında benim bahsettiğim bu insanlarda samimiyet yok, belki de asıl sorun da budur. Sıcak şarap konusu beni de düşündürüyor :)
Gasilhane, depresyona girmek, girmeye çalışmak, öyle gibi görünmek insanı daha da ciddileştirmiyor dimi. Hani öyle olunca lan neler yaşamış bak şuna adam çilesini çekiyor vayy be! demiyorum ben onlar için. Ergenler bunu bir duruş biçimi sanıyor. Bunlara durumu anlatalım. Liselere gidip konferanslar verelim. Partiler bunu seçim propandası yapsın. Hükümetler 5 yıllık kalkınma planlarına alsın. Ama yapsın birileri :)
sana katılmadan edemiycem ama magna personaya nedense daha çok katılıyorum.
Bence sıcak şaraplı dantel zirve düzenlemeliyiz. Herkes Kafka, Nietzche, Schopenhauer hakkında üçer sayfalık kompozisyonuyla katılmalı. "Bugün de hava çok sıcak yea." gibi yüzeysel bir cümle kuran olursa onu müthiş metaforlarımıza irite etmeliyiz. Yüzüklerin Efendisi'ndeki ent'ler gibi ağır olmalıyız konuşurken. O yarım dolu kadeh de en erken yarım saatte bitmeli. Yoksa okuduklarımız boşa gidecek, gün yüzü görmeden öleceğiz, bakın uyarıyorum!
Rüzgarın hafif dalgalandırdığı perdeler ve hafif ışık altında bol dumanlı, gotik tarzında döşenmiş, yüksek tavanlı, geniş bir oda da gerek magna. o zaman hepimizin nirvanaya ulaşması an meselesi olabilir.
Sen mekanı bul Scartissue, ben de kostüm danışmanı olayım.
Bot, spor ayakkabı, converse giyeni, eşofmanla geleni, uzun saçını topuz yapmayıp ağır küpeler takmayan hatunu, fularını bağlamayan beyleri mekanda bulunan 30 kilo ağırlığındaki mumlarla önce döver sonra yakarım. Haber vereyim de.
Tamam davete katılmak için şartlar:
Tıpkı bloglardaki gibi sağlı sollu Nietzche, Kafka, Schopenhauer vs gibi düşünürlerin karizmatik fotoğrafları kolların sağına soluna yerleşecek gibi işlenmeli. Yoksa biz bu kişilerin bu düşünürleri okuduğunu nasıl anlarız? Değil mi:)
evet tek şart yeterli geldi. ama ilk cümledeki çoğul ekini geriye gidip kaldırmak istemedim.
Öyle pek zarif olmaz gibi sanki, ama madem böyle tanıyacağız, artık katlanırım. Her şey entelektüellik için.
Not: Herkes kendi havyarını, suşisini falan getirmekle yükümlü.
Şarap ve Hayyam'la ben de katılım yapsam olmaz mı?
Yorum Gönder